29 Kasım 2011 Salı

Aşk mı Anımızı Yaşayamadıklarımız mı?

Bir gece oturursun...

Başlarsın düşüncelere dalmaya, kendini ve hayatını sorgulamaya. Hani insanın içindeki o iki ses varya, bütün insanların iyi ve kötü dedikleri ses, başlarlar kavga etmeye. Hayatına yön vermektesin, yaşadığın hayatın (anların) seni bi yere götürmesi gerekmektedir, iyi yada kötü. Kendini sorgulama başlamıştır.

Şuan olduğun yerden mutlu musun? Hayır. Hemen aklına daha ileriye gitme fikri gelir, zamanı geldiğinde gideceğin gibi. Başlarsın ileriye gittiğinde, yaşayabileceğin iyi yada kötü şeyleri, tartarsın mutlu olur yada pişmanlık yaşarsın. O an yaşadığını unutur ve bi adım sonrasını düşünmeye başlarsın. An bitmiştir, artık geriye gelmeyecektir.

Tıpkı aşklar gibi, o an yanında olan ''aşk''ı düşünmeyip onunla beraber, 1 hafta sonra çıkacağınız tatil gibi, yapacaklarını hayal edip, yapmaman gerekenleri düşünmeye başlarsın. Alacağın hediyeleri düşünürsün, sevinirsin planlar yaparsın. Sonrasında onunla beraber geçirdiğiniz zamanın, hayallerle dolu olan kısmında sevdiğinizi bedeninizle bırakırsınız. Bunlar zamanla tekrarlanır, daha sonra ayrılık gelir...

Ve düşünmeye başlarsınız nerede hata yaptım diye? Hiç bir zaman aklınıza gelmez anımı onunla yaşayamadım diye.

Sonrasında yeni birinin hayali belirir gözlerinizde, ve daha yeni biri bile hayalinizdeyken, onunla yapacaklarınızı canlandırırsınız gözünüzde...

Peki şimdi sizce ''aşk'' mıdır suçlu bu devirde?
Yoksa ''anımızı'' yaşayamadıklarımız mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder